17 Ocak 2011 Pazartesi

Anıtlarda Bozulmaya Neden Olan Etkenler

                 Anıtların onarıma geçilmeden önce, harap duruma gelmelerine neden olan etkenler gözlem ve teknik encelemelerle araştırılıp saptanır. Bir hemin hastasıyla konuşarak şikayetlerini dinlemesi, anamnez alması gibi, restorasyonu yapacak mimar da kendini ancak hasarlarıyla anlatabilen anıtı dikatle incelemek zorundadır. Onu çeşitli zamanlarda: yazın aşırı güneş altında, yağmur yağarken, karla örtüldüğünde izleyerek, bu koşullardan nasıl etkilendğini, nasıl davrandığını gözleyip kaydetmeli, çatlama, çiçeklenme yosunlanma vr brnzeri bozulmaları saptayıp bunlara neden olan etkenleri araştırarak çalışmaları sürdürmelidir. Mimar ancak binayı iyice tanıktan  sonra "tanı"sını koyarak iyleştirme çareleri bulmaya girişebilir. Hasar nedenlerini, bozulma sürecini kavramadan yapılacak müdahaleler yanlış olabilir, ya da tanı doğru konulmadığı için yapılan işlem amaca hizmet etmekten uzak kalabilir. Hasar nedeni ortadan kaldırılmadığnda bozulmalar devam eder, harcanan zaman ve emek boşa gider. Ayrıca gecikmeden ötürü hasar büyüyebilir, başka türlü sorunlar ortaya çıkabilir.

     Anıtların bozulmasına neden olan etkenler iki kümede incelenmektedir.
A. Yapının konumunu, bulunduğu zemin özellikleri, ya da ilk tasarımdaki hatalardan, hatalı malzemesi ve teknik, kötü işçilik kullanılmadından kaynaklanan İÇ NEDENLER. ,

B. Doğal etkenler, insanların verdği zararlar: yangınlar, savaş, yoğun trafik, spekkülatif kentleşme, bayındırlık etkinlikleri gibi hasar kaynakları DIŞ NEDENLER, başlığı altında toplanmaktadır.

İÇ NEDENLER

*Yapının konumundan dolayı kaynaklanan hasarlar
*Zemin özellikleri
*Strüktür tasarımındaki hatalar
*Hatalı malzeme kullanımı
*Kötü işçilik ve detay kullanımı

DIŞ NEDENLER

*Uzun süreli doğal etkenler
*Doğal afetler
*İnsanların neden oldukları onarımlar
 - Terk
 - Kötü kullanım ve onarımlar
 - Yangınlar
 - Savaşlar
 - Bayındırlık etkinlikleri
 - Turizim
 -Hava kirliği


        ALİ KETHÜDA CAMİ


Tarihi çeşme kurtarılmayı bekliyor
Merkez Sarıyer’de Ali Kethüda Camiinin karşısındaki çeşme Mesut Ağa çeşmesidir. Esas kitabesinde “Mesut Ağa Çeşmesi cudi 1055 ihya edildi) ibaresi vardır. Çeşmenin Hicri 1055 de Miladi 1645/1646 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. İhya kelimesinden bu çeşmenin daha önceki yıllarda da mevcut olduğu ancak bu tarihte yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır. Çeşme Sarıyer’in en eski tarihi eserlerinden biri olup klasik Osmanlı tarzında yapılmıştır. Halk arasında çeşmenin bir adı da Üç “Lüleli Çeşme”dir. Çeşme sarıdan üç lüleliydi ve bu lülelerden çok bol miktarda su akıyordu. Çeşme 1947 yılında Fırıncı Abbas tarafından onarılmış ve bir de yeni su akışı sağlanmıştır. Yeni bulunan suya “Aralık Suyu” adı verilmiş ve bu çeşmenin akarına bağlanmıştır. Bu nedenle “Abbas’ın Çeşmesi” olarak da isim almıştır. Çeşmenin esas akarı Vakıf Menba suyu olup, Kocataş dağı eteklerinden çıkmakta galerilerden Sarıyer’deki yedi çeşmeye gelmektedir. Beş altı yıl önce başlayan Sarıyer deresini ıslah çalışmaları sırasında Vakıf Menba suyunun akışı bilinçsizce çalışmalar yapılması nedeniyle yok edildi ve su akışı Sarıyer deresine verildi. Bu nedenle Orta çeşme ile Çukur çeşme susuz kaldı, köreltildi. Mesut Ağa çeşmesi ile diğer çeşmelere Yerlisu, Ayazma suyu ve Aralık suyundan akış verildi.

iceriagac_635816461.jpg
Sarıyer Mesut Ağa çeşmesi bakımsızdır, hiç kimsenin oralı olduğu yoktur. İSKİ’nin Vakıf Menba sularına bakan dairesi kayıtsız kalmakta, bakım yapmamaktadır. Orta çeşme yıkılmaktadır. Çukur çeşme terk edilmiştir. Mesut Ağa çeşmesi de ha yakıldı yıkılacak. Çeşmenin çatısında beliren bir ağaç hemen hemen iki ana kolu ile sekiz on metreyi buldu. Ağacın gövde yapması ve boy alması sırasında kesme taştan yapılan çeşmenin taşları arasında bağlantı kopmakta yavaş yavaş yıkılışa gitmektedir.



Yenimahalle’de Kilisenin bulunduğu sokağa girilirken sağdaki birinci bina metruktur. Eskiden garaj, tamir atölyesi gibi çeşitli hizmetler için kullanıldı. Hemen hemen yirmi yıldan beri metruktur. Bu binanın üzeri ise aynı tür ağaçla adeta orman haline gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder